Hayat, bazen kayıplarla dolu, acı bir yolculuk haline gelir. Kahramanımız büyük ve oldukça kalabalık bir şehirde yaşıyor, yaşadığı şehrin soğukluğu, gri gökyüzü, kirli havası ve gittikçe kalabalıklaşan toplumun arasında kaybolmuş bir adam. Her gün, beton yığınları ve sokaktaki gürültüler arasında nefes almakta zorluk çekiyor; kalbinin derinliklerinde kaybettiği eşinin anıları yankılanıyor. Bugün, yine mezarlıkta eşinin mezarını ziyaret ederken, hem hüzün hem de bir tür isyan duygusu içinde. Hayata onsuz nasıl devam edebilceğini sorguluyor. Bütün anılarında onu hatırlıyor, yalnız kalmanın nasıl bir his olduğunu daha iyi anlıyordu. Acı ve yas içinde hayatını devam ettirmeye çalışıyordu. Ruhsal iyileşme olarak düzelemeyeceğinden şüpheliydi.
Şehrin hava kalitesi, onun ruh halini de etkiliyor. Çocukken, parklarda koşup oynarken nefes almak, salıncakta sallanmak, kaydıraktan kaymak onun için büyük bir keyifti. Arkadaşları ile oyunlar oynar, onlarla zaman geçirmekten büyük keyif alırdı. O sürekli eve mutlu bir insan olarak dönerdi. Ancak şimdi, her derin nefeste içindeki kirli havayı hissediyor. Eşinin anısını yaşatmak, onun için sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda bir mücadele. Mezarlıkta, sevdiği kadının ruhunun hâlâ yanındaymış gibi hissetmek istiyor. Gözleri, mezarın üstündeki taşta yazılı isme takılıyor; onu düşündükçe içindeki acı daha da büyüyor. Hiçbir şeyden keyif almıyor, geceleri uyuyamıyordu.
Mezarlık ziyaretleri, onun için bir ritüel haline gelmiş. Eşinin mezarına çiçek bırakmak, konuşmak, dertleşmek, onu içinde yaşatmak, anılarını anlatmak, ağlamak… Tüm bunlar, kaybın getirdiği yalnızlıkla başa çıkma yollarından biri. Mezarlık ziyaretlerinde kendini daha iyi hissediyor, yaşadığı yalnızlık birazda olsa azalmaya başlıyordu. Ruhsal iyileşme olarak iyi gidiyordu. Fakat zamanla bu ziyaretler, ona başka bir gerçeği de sürekli hatırlatıyor: Yaşadığı şehir, bulunduğu ortam, yaşam kalitesini düşüren kirli bir havaya sahip ve bu durum onun hayatını doğrudan etkiliyor. Eşinin anısına sahip çıkarken, çevresindeki dünya da onu üzüyor ve oldukça yıpratıyordu. Kalabalık arasında yalnızlığı yaşıyor, kimsenin onu anlayabileceğini düşünmüyordu.
Bir gün, bu düşünceler içinde kaybolurken, aklında bir kıvılcım çakıyor: Değişim! Belki de hayatını daha anlamlı kılmak ve eşinin anılarını yaşatmasının daha güzel bir yolu, bir hedef belirlemek ve bu hedef doğrultusunda ilerlemektir. Belki de yapabileceği bir şeyler vardır; belki bu şehirdeki hava kalitesini iyileştirmek, onun için bir amaca dönüşebilir, bu amaç doğrultusunda daha iyi hissedebilir. Ve ruhsal iyileşme açısından ona iyi gelebilirdi. Bu düşünce Yerel yönetimle iletişime geçmek, topluluk etkinliklerine katılmak ve şehirdeki çevre kirliliğine karşı sesini yükseltmek… Tüm bunlar, hem kendisi hem de diğerleri için bir umut ışığı doğurabilir.
Bu blogda, bu adamın hikayesini ve yaşadığı şehirdeki hava kirliliği ile nasıl yüzleştiğini keşfedeceğiz. Hangi değişiklikleri arzuluyor? Eşinin anısına nasıl sahip çıkıyor? Ve en önemlisi, kayıptan doğan bu derin duygular, onu nasıl bir dönüşüme itiyor? Hazır olun, çünkü sıradan bir hayat hikayesinin ötesinde, içsel bir yolculuğa çıkıyoruz.